30 Ocak 2012 Pazartesi



 
ASALETİN RENGİ MOR

Sizlerden gelen istekler sonucunda artık  yaptığımız takıları sizlerle daha sık paylaşmaya başlıyoruz;


Bu haftaki ilk takı örneğim güderi, kristal ve altın kaplama aparatların birlikte kullanıldığı bir örnek;



Minik kelebekler..


 uğur getiren dört yapraklı yoncalar..



 

ve bunlara biraz ışıltı katmak için kristaller...




umarım siz de beğenirsiniz......

Zeynep Kurtbil




KELEBEKLİ KOLYE

Mumlu iple ördüğüm boyunluğun üzerine kondurduğum bronz kelebek aparat ve kristal boncuklarla sade bir şıklık sunmak istedim.







                                                             KELEBEKLİ ŞİİR


                                              Yüreğimin pası silinmiştir belki de sesinle,
                                              Tarif edilemeyecek kadar sendeyim 
                                              Sakın izahını isteme,
                                              Yok 
                                              Zaten 
                                              Kim anlatabilmiş ki bugüne kadar 
                                             Kelebeğin umuda kanat çırpışını...


                                                                                           Orhan Balcı



Sonu ne kadar karanlık görünürse görünsün kanat çırpacak bir umudunuz olması dileğiyle...En kötü olan da umudunu kaybetmek değil midir ki zaten....

İyi haftalar...


                                                                    SEMA ÖZKAN





26 Ocak 2012 Perşembe


 TAKILARA DEVAM

 YEŞİL FULAR KOLYE - HUZUR


Bu sefer sizinle paylaşacağım kolye; yeşil fular boyunluk ve altın kaplama aparatlarla yapıldı.
SEMA ÖZKAN




SEMA ÖZKAN











Anlamsız olur kurulan cümleler;  ne diyeceğini bilemediğin zamanlarda sana bakan iki göze karşı...

İçinizdeki umut ve mutluluğun kaybolmaması, içinizdeki çocuğun hep yaşaması dileğiyle...

Hepinize huzur dolu bir ömür diliyorum ve kolyemin adını “HUZUR” koyuyorum.

Bu hafta da böyle…
Dedik ya içimizden ne gelirse hayata dair… Bu hafta hüzün sonrası, huzur gelsin…


Bir Çaresi Bulunur
 Sesimde söyleyemediğim sözler var
Gizleyemediğim gözyaşlarım
Silipte unutamadığım sabahlar
Kokladığım eşyaları

Bir çaresi bulunur elbet yarın
Yeniden yaşamanın
Bir çaresi bulunur elbet canım
Bi uyuyup uyanalım

Ah bi yolu vardır elbet yarın
Yeniden yaşamanın
Bi çaresi bulunur çıkmazların
Bi uyuyup uyanalım

İçimde saklayamadığım anlarım var
Hiç bitmeyen yanlızlığımın
Silipte unutamadığım geceler
Dönüşü yok hep kalp ağrısı

Bir çaresi bulunur elbet yarın
Yeniden yaşamanın
Bir çaresi bulunur elbet canım
Bi uyuyup uyanalım

Ah bi yolu vardır elbet yarın
Yeniden yaşamanın
Bi çaresi bulunur çıkmazların
Bi uyuyup uyanalım…




(Sertap Erener şarkısı)

                                                       SEMA ÖZKAN




 
BİLİN BAKALIM?...

Hayata neresinden bakarsınız?
Detaylardan yola çıkıp bütünü mü anlamaya çalışırsınız?





Yoksa kısa yoldan hemen sonuca mı ulaşmaya çalışırsınız?






Ama şunu da unutmayın hayat bir an önce bitirip kağıdımızı vermemiz gereken bir sınav değil..
Önemli olan o bütünü oluşturan detayların farkına varmak ve bunlarla hayattan keyif almaya çalışmak…




Bu hafta Sema için yaptığım kemeri sizlerle paylaşmak istedim…
Siyah bir elbise ve ya tunik üzerinde gayet güzel duruyor...umarım siz de beğenirsiniz…

ZEYNEP KURTBİL

18 Ocak 2012 Çarşamba

OTANTİK ESİNTİLER...

"Onca zulüm, baskı, haksızlık, acı ve keder varken bu dünyanın iyi bir yer olduğunu söylemek, insanla alay etmek olur. Ama itiraf etmeliyim: Ben Tanrı olsaydım, daha iyisini tasarlayamazdım. Yine de son sözüm bu değil. İnsan her şeye rağmen daha iyisine layıktır. Ve o, bunu ancak kendisi gerçekleştirebilir" Ömer Naci Soykan


Sanırım hayatı bundan daha güzel anlatan ve çözüm sunan bir söz olamaz..




Sandığımdan bu hafta Ömer Naci Soykan'ın makalesinden aldığım ve çok beğendiğim bu söz ile bir kolye çıktı...







Şarabi kırmızı saten kurdele ile yaptığım kolyenin ucunda altın kaplama sikke, yaprak ve lale motifleri kullanarak biraz otantik bir hava oluşturmaya çalıştım.




ZEYNEP KURTBİL
 







 SİYAHIN DAYANILMAZ ASİLLİĞİ

Veee fular kolye serisine devam...
Siyah fular boyunluğu tamamlayan aparatlarla tasarlanan kolye, sadeliğin içinde şıklığı arayanlar için olsun... 
 


Takının fotoğrafını çekerken bir şarkıyı mırıldandığımı farkettim ve sizlerle de paylaşmak istedim.. Çoğunuzun bu şarkıyı benim kadar sevdiğinize eminim.
E hadi o zaman, şöyle keyifle bir mırıldanın siz de...




DEĞİRMENLER

SEMA ÖZKAN
 
Zaman düşer ellerimden yere
Oradan tahta boşluğa
Saatler çalışır izinsiz hep bir sonraya,
Resimler sarı güneşsizlikten, duygular değişir

Dostlar dağılır dört bir yana, kendi yollarına
Ve sen ben, değirmenlere karşı bile bile birer yitik
Savaşçı,

Akarız dereler gibi denizlere, belki de en güzeli böyle...
Uçurtma uçar sözlüğümden, geri gelmeyecek bir kuş
Yaşanmamış kırıntılar sadece bir düş.

Bülent Ortaçgil





 












Hepinize hayatta değirmenlere karşı yürüyecek cesaret ve yitip gitmeyecek hayatlar diliyorum.....






13 Ocak 2012 Cuma



HERKESE MERHABA
 Blogların çok gözde olduğu son yıllarda, yeni yılda yeni bir blog da biz ekleyelim dedik ve iki kafadar yola çıktık.
Belli kalıplar içine sokmak istemedik biz bloğumuzu, istedik ki her bakan birşeyler bulsun hayata dair.
Tasarım odaklı ama herşeyi paylaşabileceğimiz bir blog olsun. Hobi alanları,fotoğraflar,yazılar...v.b...
İçimizden ne geliyorsa öyle olsun istedik. Tarzlarımız da farklı olduğundan, klasik ve otantik esintilerin birarada olabileceğini göstermek istedik tıpki ikimizin arkadaşlığı gibi...
Amaç; akıp giden hayatın tadını çıkartmak. Bu karmaşa içerisinde yüzümüzü gün ışığına çevirecek alanlar yaratmak.
Haydi siz de bize katılın. Belki sizi de mutlu edecek birşeyler bulursunuz. 

Bloğun çıkış noktası takı olduğu için sizinle geçmişten günümüze Türklerdeki takı kültüründen  biraz bahsetmek istiyoruz.
İlk olarak dinsel amaçlı tılsımlar olarak kullanılan takı, günümüze kadar gerek tasarım gerekse yüklendiği anlam olarak değişim geçirmiştir. Türklerin erken dönemine ait takılar hakkında fazla bir bilgi yok, ancak bilindiği kadarı ile günümüze kadar değişmeden gelen Türkmen ve Özbek takıları Türklerin Anadolu öncesi halk takıları hakkında bilgi vermektedir. Osmanlı Dönemi'ne geldiğimizde ise Fatih Sultan Mehmed Dönemi'nden itibaren gidereke kullanımı artan mücevher kullanımı, devletin sınırlarının genişlemesi ile birlikte farklı kültürlerden de etkilenereke özgün bir sentez ortaya çıkarmıştır. Nişabur'dan gelen firuze, Hindistan'dan gelen elmas, Bedehşam'dan gelen lâl, Mısır'dan gelen zümrüt ve Yemen'den gelen inci ile akik taşları dönemin modasına göre şekillenen takılarda kullanılmıştır. Osmanlı takılarını Avrupa takılarından ayıran en önemli özellik birbirini takip eden simetrik motifler yerine farklı karakterdeki parçalar birarada kullanılmış, taşları ve madeni katı bir simetri ile şekillendirmek yerine doğasından geleni ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. 

Osmanlı takıları ile ilgili olarak müzelerde görebileceğiniz örnekler dışında halkın kullandığı takıları merak ederseniz eski mezar taşlarına bakmanızı tavsiye ederiz. Oldukça ince bir zevke sahip olan Osmanlı insanı bu zevkini mezar taşıyarak takılarını işlemişler. Eminim bu örneklerini gördükten sonra mezar taşlarına da daha farklı bir gözle bakacaksınız... 

























FULAR KOLYE SERİSİ

Fular kolye serisisine, mor fular boyunluk ile gümüş kaplama aparatların kullanıldığı kolye ile başlamak istiyorum. Umarım beğenirsiniz. Eee serinin devamı da bazen sade, bazen otantik, bazen şık tasarımlarla devam edecek...

SEMA ÖZKAN




ZEYNEP KURTBİL
 YEŞİL TAŞLI KOLYE

Ben de ilk olarak sizlerle doğal taşlar ile altın kaplama aparatları biraraya getirdiğim örneği paylaşmak istedim.




















Küçük bir dipnot: Bilgi işlem camiasının büyük duayenlerinden Eshabil Bülbül arkadaşımıza blog oluşturma aşamasındaki katkılarından dolayı sonsuz teşekkürler....