Kültürel bir hafta sonuna ne
dersiniz?
Dün uzun zamandır gitmek
istediğim ama bir türlü uygun zamanı bulamadığım -ki bundan da son derece utanç
duyuyorum- Sabancı Müzesi’ndeki Rembrant ve Çağdaşları sergisine gittim.
Başlangıçta hava biraz kapalı olsa da bu beni engellemedi. Çünkü bu sergi bitmeden mutlaka gidip
görmem gerekiyordu. Sonuç olarak ver elini Emirgan...
Belki bazılarınız için sergiler sıkıcı, kapalı bir havada alışveriş merkezleri ya da sinemalar daha çekici gelebilir. Ama inanın bu sergi ile hem muhteşem resimler görüceksiniz hem de 17. yüzyıl Hollandası'nın günlük yaşamından kareler görebilirsiniz. İsterseniz biraz da Rembrant'tan bahsedelim; tam adı ile Rembrant van
Rijn 1606 yılında Leiden kentinde doğmuştur. Bir değirmencinin oğlu olan
Rembrant Latin okuluna gitmiş ve üniversiteye giderken öğrenimini yarıda bırakıp resme yönelmiştir. Başlangıçta Swanenburg isimli bir ressamdan ders alan Rembrant, daha sonra Pieter Lastmon ile tanışır ve bir süre onun yanında kalır ve kendini geliştirir. Lastmon kanalıyla İtalyan resmini öğrenir. Sanatçı 1625 yılından sonra kendi başına çalışmalar yapar. Bir dönem
sanat eseri ve antikalar toplayan sanatçı karısının ölümünden sonra oldukça
sarsılmış, bu durum yapıtlarını da etkilemiş ve dini konulu resimlere
yönelmiştir. Yaşamını sanat ticareti yapan şirketlerle anlaşarak devam ettiren
sanatçı 1696 yılında yokluk içinde ölmüş ve geriye birkaç giysi ile birkaç da
resim aleti bıraktı. Rembrant’ın sanatsal özelliklerine gelecek olursa incelikli
detay çalışmaları, güçlü ışık gölge oyunları ve yumuşak fırça darbeleri başlıca
özelliklerinden olmuştur. Özellikle portrelerinde modelin yüz detaylarını renk
nüansları ile vererek yumuşak geçişler yapması onu portre ustası olarak
tanınmasını sağlamıştır.
Tabi, serginin adından da belli olacağı gibi Rembrant’ın dışında sergide dönemin diğer öne çıkan ressamları Franz Hals, Vermeer ve daha birçok önemli ressamın eserlerine de yer verilmiş. Sonuç olarak 17. Yüzyıl Flemenk dünyasını ve sanat dünyasına katkılarını öğrenmek istiyorsanız yapmanız gereken sadece Sabancı Müzesi’ne gitmek ve bu eşsiz sanat şölenine katılmak..
Bu kadar sergiden bahsetmişken birkaç resmi sizinle paylaşmazsam olmaz sanırım..
Bunlar sadece tadımlıktı, devamı sergide ama sakın unutmayın 10 Haziran son gün..
Zeynep Kurbil